top of page
  • Facebook
  • Instagram
  • Youtube
  • Soundcloud

Yürürken...


Under the Flesh / Tenimin Altında

Yürüme üzerine daha önce hiç olmadığı kadar düşündüğüm, okuduğum, hayal kurduğum ve hatta yürüdüğüm zamanlar...

Yakın çevremde henüz yürünmeye yeni başlanmışından, çoktan yürünüp bitmiş hayatların şimdi'sine tanıklık etmekteyken; bir yandan kişisel ve yaşamsal bir hareket olarak yürüme'ye daha yakından baktığım, diğer yandan her birimizin renklerini ve biricikliğini de gözeterek bir arada yürüyebilme çabamıza dair kafa ve gönül yorduğum bir süreç...

Bu birlikte yaratım sürecinin pek çok hediyeleri oluyor şüphesiz. Bunlardan bir tanesi de, henüz yeni karıştırmaya başladığım bir kitapta karşıma çıkan, aşağıda alıntılamış olduğum satırlarla karşılaşmak oldu:

"On dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında yaşayan Thoreau, kâr takıntısının yaratacağı rekabeti ve bundan böyle sadece servet madeni olarak görülecek doğanın yağmalanışını öngörür. Sınırsız servete duyulan büyük iştah ve doğal kaynakların şuursuzca sermayeleştirilmesi karşısında Thoreau bir yeni ekonomi önerir.

Yeni ekonominin ilkesi basittir. Herhangi bir eylemin ne kazandıracağı değil, bu eylemin gerçek hayattan neyi alıp götüreceği sorulmalıdır.

Bir şeyin maliyeti aslında, ister derhal ister uzun vadede olsun, hayatta neye mâl olduğuyla ölçülür.(*)

Aynı zamanda kârı faydadan ayırmaya yarayan bir yoldur bu. Ormanda çıkılan uzun bir yürüyüşten ne kâr elde edilir? Hiç. Satılabilecek hiçbir şey üretilmemiş, topluma hiçbir fayda sunulmamıştır. Bu açıdan bakıldığında, yürüyüş işe yaramaz ve beyhude bir eylemdir. Geleneksel ekonomi dilinde bu, heba edilmiş, servetin üretilmediği kayıp zamandır. Halbuki yaşamım için bana sağladığı fayda - sırf içsel nedenlerle de değil - nereden bakılırsa bakılsın muazzamdır. Yürüyüş sırasında insanı serseme çeviren dünyalık dertlerin kuşatmasından kurtulur ve aklım zevzeklerin bıkkınlık verici boşboğazlıklarından azade, kendime kulak verebilirim. Tüm gün kendi kendimin sermayesi olurum. Ya dinleyerek ya da düşüncelere dalarak geçirdiğim sadece bana ait bir zaman. Doğa bütün cömertliğiyle renklerini öylece bana sunar. Yalnızca bana. Yürümek bütün duyularımı açar ve varoluşu tüm detaylarıyla hissederim. Bunlar bize bir şeyi ifade ediyor. Yürümek insana kâr değil fayda sağlar, hem de fazlasıyla.

Kârla fayda arasındaki fark, kâr getiren eylemleri benim yerime bir başkasının da yapabilecek olmasıdır. Ve gerçekte de kâr getiren eylemler zaten başkaları tarafından da yapılabilir olagelmiştir. Rekabet ilkesinin yarattığı sabit bir gerçektir bu. Öte yandan, benim için faydalı olan şey tavırlara, davranışlara, yaşamımın başkasına kati surette devredemeyeceğim anlarına bağlıdır. Thoreau bir mektubunda, kendiniz için saptadığınız herhangi bir eylemi tartabilmek için şu soruyu sormanızı tembihler: "Bunu benim yerime başkası da yapabilir mi?" Cevabınız evetse, o fikri bırakın, tabii hayati önem taşımıyorsa. Derinlemesine yaşamak, işte bunu bizim yerimize kimse yapamaz. İş için yerimizi başkasına verebiliriz ama yürümek için değil. En büyük fark budur işte.

Eğer ben ben değilsem, kim benim yerimde olacak?(**)"

(*) Henry David Thoreau, Walden (Or Life in the Woods)

(**) Henry David Thoreau, The Journal of Henry David Thoreau (1837-1861)

- Frédéric Gros, YÜRÜMENİN FELSEFESİ'nden alıntıdır.

o

Baktığımda, bu satırlar yeni bir şey söylemiyor aslında. İçimden "Evet evet işte aynen böyle, e zaten böyle değil mi ki?!" diye bir ses haykırıyor; dokunaklı, narin, heyecanlı...

Yolumu benim yerime bir başkası yürüyebilir mi?

Konu ister ormanda çıkılan uzun bir yürüyüş olsun, ister bir yaşamın yürünüşü...

Yolumu benim yerime bir başkası yürüyebilir mi ki?

Kalbimin zaten bildiği ama bazen kendime bile çılgınlık gibi gelen kârı yok faydası bol seçimlerime, öylece içine çekiliverdiğim, içinde kendimle buluştuğum yollara şöyle bir bakınca, Thoreau'nun 1800'lü yıllardan bugüne uzanmış satırlarıyla bir kez daha desteklenmiş hissetmenin tatlı, ıslak sevinci değiyor kalbime :)

Sahi, yolumu benim yerime bir başkası yürüyebilir mi ki?

.

.

.

o

16 Nisan'daki prömiyerimiz için çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor. Detaylar için Duende Tiyatro'yu takip edebilirsiniz :)






Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Beni Takip Etmek İsterseniz...
bottom of page